Yüzyıllar boyunca Tokyo birçok zorlukla karşılaştı; ilk olarak yangınlar, depremler ve Fuji yanardağının patlaması da dahil doğal afetler şehri yerle bir etmek için uğraşırken 1923 yılında Büyük Kanto Depremi, İkinci Dünya Savaşı sırasında tekrarlayan bombardımanlar ve ardından kontrolsüz şehirsel gelişme balon halindeki ekonominin çökmesine sebep oldu.
Bütün bunlar ve daha fazlası Tokyo’yu bugün ki haline getirmiş ve şehrin tarihi hakkındaki devasa Edo-Tokyo Müzesi’ne gösterişli materyaller sağlamıştır.
Dışardan lüks bir yolcu gemisi model alınarak inşa edilmiş devasa bir uzay gemisine benzese de, aslında bina kurazukuri tarzında (bıkmış usanmış Tokyoluların sonunda yangına dayanıklı bina yapma tarzı) inşa edilmiş geleneksel bir Edo ardiyesidir. Müzenin yer aldığı Ryogoku’nun Chuo kısmına gelindiğinde, binanın tren raylarının üzerine kıvrılarak komşusu olan Kokugikan sumo stadyumuna doğru eğildiği görülebilir.
Müzenin iç kısmı da 2 kata yayılmış halde sergilenen geniş çeşitlilikteki öğeler ve müzeye girerken geçilen, gerçeğiyle eş boyuttaki Nihombashi Köprüsü ile en az dışı kadar etkileyicidir. Müzede eski harita ve kılıçlar, titiz bir şekilde detaylandırılmış üç boyutlu görüntüler, Edo dönemindeki günlük hayatı anlatan interaktif modeller ve Edo döneminin üç büyük kabuki tiyatrosundan biri olan Nakamura-za Tiyatrosu’nun tam bir rekonstrüksiyonunun da yer aldığı 2500’den fazla parça sergilenmektedir.
Müze yakın bir zamanda restore edilerek ziyaretçilerini Tokyo’nun başlangıcından alıp günümüzdeki haline kadar getiren üç bölüme ayrılmıştır: Edo Bölgesi, Tokyo Bölgesi ve Karşılaştırmalı Tarih Bölgesi. Her bölümde tatmin edici düzeyde İngilizce açıklamalar, cam arkasındaki hassas parçalar ile dokunabileceğiniz, şehrin geçmişine hayat veren, interaktif ekranların cazip bir karışımı mevcut.
Sadece 600 Yen’e (çocuklar için ücretsiz), yeniden yapılmış eki Edo tuvaletlerinde zaman geçirebilir, eski bir paranın kopyası üzerinde oturarak fotoğraf çektirebilir, savaş sonrasi tipik bir apartman dairesini görebilir ve modern Tokyo’nun 1960lardan 2010 yılına kadar nasıl kurulduğunu gündelik eşyalar vasıtasıyla öğrenebilirsiniz. Sizi nostaljik hissettirmek adına fosilize olmuş bir Windows 95 kasaları bile mevcut!
Müze ziyaretçilerine gönüllüler tarafından verilen ücretsiz bir rehberlik hizmeti de sunmaktadır. Gittiğiniz güne göre değişmekle birlikte yaklaşık olarak 2 saat süren bu hizmetten Japonca, İngilizce, Çince, Korece, Fransızca, Almanca ve İspanyolca dillerinde faydalanabilmektesiniz. Gün içerisinde (10.00-15.00 saatleri arasında) rezervasyon yaptırabilir veya en az 2 hafta öncesinden müzeyi arayarak planlarınızı yapabilirsiniz. Ayrıca 1 ve 3üncü katlarda bulunan danışma masalarından ücretsiz bir sesli rehber de edinebilirsiniz.
Müzede ayrıca Japon ve uluslararası menşeili özel sergiler de yıl boyunca gerçekleşmektedir. Sergiler haricinde çalışma atölyeleri, tarih ve Edo kültürü üzerine dersler gibi faaliyetler de yapılmaktadır. Edo-Tokyo Müzesi, şehrin batısında yer alan ve önemli tarihi binaları bünyesinde bulunduran Edo-Tokyo Açık Hava Müzesi isimli kardeş bir müzeye sahiptir.
Edo-Tokyo Müzesi ulusal sumo stadının hemen yanında bulunduğu için yarışmaların düzenlendiği dönemde ikisi birlikte ziyaret edilebilir. Yakında birçok restoran ve yürüme mesafesinde Tokyo Skytree bulunmaktadır.